KANUN Nedir? Kanun’ un Tarihçesi, Telli Çalgılar

Ortadoğu ülkelerinde ve Türkiye’de kullanılan telli bir çalgıdır. Eski Mısırlılar’ın ve Sümerler’in çalgıları arasında kanunun atası sayılabilecek telli çalgılar var­dı. Ünlü bilgin Farabi’nin bu çalgılardan yola çıkarak kanunu geliştirdiği söylenmektedir.
Farabi’den sonra Araplar’ın geleneksel çal­gı takımında seçkin bir yer tutan kanun, gene bir doğu çalgısı olan santurla ve batı çalgısı klavsenle akrabadır.

Çeşitli ülkelerde değişik boyutlu kanunlar kullanılmasına karşın tel sayısı dışında, kanunların temel özellikleri değişmez. Kanunun dik yamuk biçimindeki gövdesi ahşaptır. Dik kenara bitişik ve üzeri deri gerili bir bölüm vardır. Köprü de denen uzun eşiğin ayakları, bu gergin deri üzerine basar. Dik kenardaki deliklere bağlanan tel­ler, eşik üzerinden geçirilerek eğik kenardaki burgulara sarılır. Böylece teller uzun kenar ile kısa kenar arasında birbirine paralel bir bi­çimde gerilmiş olur ve tellerin boyu buna göre uzun kenardan kısa kenara doğru azalır.

Tellerin akordu, burguların özel bir anahtar yardımıyla sağa ya da sola döndürülmesiyle yapılır. Tellerin çoğu üçer üçer, pes yöndeki birkaçı ise ikişer ikişer bağlanır. Eskiden bağırsaktan yapılan teller, günümüzde nay­londan yapılmaktadır. Kanunda, aynı telin daha tiz ya da daha pes ses çıkarmasını sağlamak için başka hiçbir telli çalgıda bulun­mayan bir mandal düzeneği vardır. Burgular­dan hemen önceki dip eşiklere bitişik olarak sıralanan ve tellerin hemen altında bulunan küçük mandallardan her biri kaldırılıp indiri­lerek tellerin tiz ya da pes ses vermesi sağlanır. Tellerin çoğu için metalden yapıl­mış ortalama dokuz mandal yerleştirilir.

Kanun oturarak ya da bağdaş kurarak çalınır. Bunun için iki diz üzerine yatay olarak konur. Her iki elin işaret parmağına takılan metal yüzüklere sokulan iki mızrapla tellere dokunularak çalınır. Mandalı indirmek ya da kaldırmak gerektiğinde, sağ elle çalma işi sürdürülürken, sol elle mandalın konumu değiştirilir. Mızraplar bağa, fildişi ya da boy­nuz gibi maddelerden yapılır. Kanun çalan sanatçıya “kanuni” denir.

Günümüzdeki klasik Türk müziği topluluk­larının vazgeçilmez çalgılarından olan kanun, gerek akordunun bozulmaması, gerek tel sayısının çok olması nedeniyle, değişmez sesli akort çalgısı olarak kabul edilir; öteki tüm çalgıların akordu, kanununkine uydurulur.

17. yüzyılda bir süre kullanıldıktan sonra rağbet görmeyip bırakılan kanun. Kanuni Hacı Arif Bey gibi büyük bir kanun sanatçısı­nın etkisiyle, yeniden ilgi gördü ve yaygın biçimde kullanılmaya başlandı. Mandal düze­neği gitgide geliştirilerek bugünkü yapısına kavuşan kanun, Türkiye’de yaklaşık üç buçuk oktavlık bir ses alanına sahiptir.

Herhangi bir marangozun kolayca yapabileceği basit bir kasası vardır. Sonuç itibariyle altı üstü kaplanıp üstüne teller gerilmiş içinde bölmeleri olan bir dikkenar yamuk tabla. Ama müzik aleti olarak özelliğini ve üstünlüğünü göğüs ağacı bölme ve balkonları derisi eşiği ve özellikle mandal sistemi gibi incelik ve ustalık isteyen elemanlarından alır.

Sazın önce altı da üstü de boş olan iskeleti (karkası) sağ üst ve alt köşeleri 90 sol üst köşesi 55 sol alt köşesi (sivri ucu) 35 Imagedereceli bir yamuk olarak üç kenarın sağ yanı 42 uzun alt yanı 100 üst dar kenarı 36 cm boyda (10-12-20 mm en ve hepsi 42 mm yükseklikte) yanlıklarla meydana getirilir.

Sazın zamanla eğilmemesi için alt ve üst iskelet yanlıklarında damarlar üstte olur. 78 cm boyundaki yamuk kısım ise; biri tellerin gerilmesini sağlayan (akgürgen veya abanozdan) burgu (veya çivi)lerin bulunduğu 78 delikli ıhlamur burgu tahtası (6 cm genişlik ve yuvarlak alnı dışta 1.5 kavisli olarak birleştiği iç kısmı 45 cm kalınlıkta) diğeri Türk musikisinin koma aralıklarını vermeye yarayan madeni mandalların bulunduğu üst uçta 3 alt uçta 13 cm genişliğindeki (gürgen kelebek veya maundan) mandal tahtası olmak üzere iki parçadan meydana gelir.

Arka (alt) kapak kontrplak üzerine düz veya istenilen desende kaplamadan (4 mm) üst kapak (göğüs) ise çınar ağacındandır (3 mm). Böylece kanunun bitmiş kalınlığı 49-50 mm olur ve sazın -derisi eşiğinin gövdesi ve mandalları hariç- her tarafı cilalanır.

Aletin sağ tarafında 12-19 cm ölçüsünde oğlak derisiyle kaplı dört bölüm vardır eşik adı verilen kelebek köprünün dört ayağı aynen klasik Sinan köprülerindeki gibi pabuç denen dikdörtgen yük yayıcıları vasıtasıyla tellerin yükünü deriye yükler (deri patlaması bu yüzden kanunu çalınamaz hale getirebilir). Kelebek eşiğin üst kısmına basan tellerin ezmemesi için sert ağaçtan parabolik küçük bir parça ilave edilir.

Kanunun herbir perdesi tek ses verecek kadar kusursuz şekilde kaynaştırılmış tiz bölgeye doğru çapları incelen üçer naylon telden oluşur.

KANUN Nedir? Kanun’ un Yapısı – Kanun’ un Tarihçesi – Telli Çalgılar