Hüseyin Avni Dede – Aciya Kursun Gecmez

ayaklarımın uçlarına mayın serpilmiş bir gündü
yani hapishaneden kaçtığım bir gündü
zihni’nin verdiği kâğıda şiir yazıyordum
kuşlar tren yolundan su içiyordu
ben bu şiiri yazarken
önümden tren üstüne tren geçiyordu

bir ayağım tank olmuştu bir ayağım papatya
uzaklardan özgürlük diye bir şey koktu
göztepeden ilk trene binecektim
binecektim ama param yoktu

çaresizdim umutsuzdum
karnım gene ekmekle doymuştu
duvar kenarına bırakılmış kuru bir ekmekle
düşünüyordum
düşündüğüm zaman ölüm kol geziyordu
açlık kol geziyordu
parasızlık kol geziyordu
üstüme çöküyordu gecelerin sisi
kimi şarkılar söyleyerek geçiyordu yanımdan
küfürler ederek kimisi

herkesin sırtında güzel paltolar vardı
benimse kış gününde eski bir ceketim
hem karnım acıkmıştı hem de üşüyordum
yollar uzuyordu şiirler uzuyordu
açlığın kucağına düşüyordum

şimdi beklediğim bir kadın var
bu havada çıkıp da gelmeyecek
gelse de beni bulamayacak
biletsiz beş parasız
birazdan trene bineceğim
ve açlığa karşı koymak için
altıncı tren istasyonunda ineceğim

altıncı istasyonda ağlasam
bulutlar ıslanacaktı gökyüzünde
gazeteler öldüğümü yazıyordu
oysa öldüğümü bile bilmiyordum
parklarda yattığımı biliyordum
acıların en kötüsünü
ama en kötüsünü tattığımı biliyordum

çünkü gözlerim
dost elleriyle kör olmuştu
çünkü gözlerim uzakları seçmiyordu
çaresizliğim kurşun üstüne kurşun yese de
anladım ki acıya kurşun geçmiyordu.

Hüseyin Avni Dede – Aciya Kursun Gecmez